Maksillofasiyal, Travmatik Yaralanmalar, Yüz Kırıkları
Maksillofasiyal travmanın günümüzdeki en sık nedeni trafik kazalarıdır. Bunun dışında kavgalar, iş kazaları, ateşli silah yaralanmaları, düşmeler ve spor yaralanmaları sonrasında dagörülebilir. Tüm vücut yaralanmalarının %75 ‘inde baş-boyun bölgesinde de yaralanma mevcuttur. Maksillofasiyal cerrahinin amacı travma sorasında baş- yüzde oluşan kemik, yumuşak doku hasarın düzeltilmesidir.
Mandibula (çene kemiği) ve burun (nazal kemik) yüzde en sık kırılan kemiklerdir. Mandibula kırığı olan hastalarda en çok görülen şikayetler; ağrı ve dişleri tam olarak kapatamamadır. Tedavide kırık olan bölge cerrahi işlemle plak vida ile veya İOBT denilen teknikle üst çeneden destek alınarak sabitlenir.
Burun, yüzün çıkıntılı bir lokalizasyonunda olduğu için, yüz iskeletinde en çok görülen kemik kırıklarından biridir. Ayrıca düşük dirençli yapısından dolayı kırığa karşı daha duyarlıdır. Tanıda en yardımcı olan grafi yan nazal grafidir. Çoğu nazal fraktürde kapalı redüksiyon uygulanır. Lokal anestezi ile uygulanabilen bir işlemdir.
Uzun süredir olan çene ekleminde rahatsızlıklarında belirtiler ise ağrı, eklemde klik sesi (ağzı açıp kapama sırasında oluşur), ağız hareketlerinde hareket kısıtlılığı şeklinde kendini gösterir. Çene ekleminde ağrıya sebep olan etmenlerden en önemlisi çoğunlukla gece uyurken diş gıcırdatma (bruksizm) ve sürtünmedir. Bilinç dışında gelişen bu durum özellikle günün erken saatlerinde ağrıya sebep vermekte ve kişiye özel yapılan ısırma plakları ile tedavi edilebilmektedir. Çene eklemi hastalıklarının büyük bir çoğunluğu ameliyatsız yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Dayanılmaz ağrı duyuyorsanız ve eklemde ileri derecede fonksiyon kaybının yaşandığı durumlarda cerrahi tedavi önerilir.