Yanık ve Yara izleri

Isı, elektrik, kimyasal maddeler, kaynar su, alev gibi etkenlerle meydana gelen doku tahribatına yanık denir. Yanık derinliğine göre üçe ayrılır. 1. derece en yüzeyel (sadece epidermis etkilenir, örneğin güneş yanığı), 2. derece (epidermis ve onun alt tabakası olan dermis etkilenir, bül denen içi sıvı dolu kabarcıklar oluşur), 3. derece yanık ise en derin (sadece cerrahi ile tedavi edilebilir) olanıdır. Yanık tedavisi günümüzde iki basamaklı olarak yapılmaktadır.

İlk basamakta, yanığın oluştuğu esnada yani “erken dönem”de yapılan tedaviyi oluşturur. 1. ve 2. derece yanıklar genellikle küçük müdahaleler ve doğru pansumanla iyileşirken, 3. derece yanıklarda tam kat deri kaybı yaşanır ve deri nakli gibi operasyonlar gerektirir. 3. Derece yanıkların izsiz tedavisi mümkün değildir. İlk aşamada yapılan tedavi geç dönem sonuçlarını da etkilemekte, uygun tedavi prensipleri ile yanık izleri en aza indirilebilmektedir.

Geç dönemde yanık tedavisi daha çok yanık izleri sebebiyle yapılmaktadır. Geç dönemde yanık tedavisinin başlaması için yanık sonrası 6-12 ay arası süre geçmeli ve ilk aşamada yanığa bağlı oluşan tüm yaraların kapanması gerekmektedir. Boyun bölgesi, koltuk altı, dirsek, diz yanıkları geç dönemlerde deri çekintileri yaratarak hareketi ileri derecede engelleyebilir. Göğüs ön duvarında oluşan yanıklar meme dokusu gelişimini bozabilir. Uzun dönem iyileşmeyen ve açık kalan yanık yaralarda (marjolin ülseri) yıllar sonra deri kanseri görülebilir. Doğru zamamanda yapılan estetik, plastik cerrahi uygulamalar ile yanık ve yara izlerinin tedavisi mümkün olmakta ve hastanın en az izle tedavisi sağlanır. Geç dönem yanık tedavileri hem fonksiyon kazandırmayı hem de estetik görünümü ideale yaklaştırmayı hedefler.

Travmalara bağlı oluşmuş izlerin tedavisinde kullanılan birçok yol vardır. Öncelikle travmaya uğrayan alan güneşten korunmalıdır yoksa kalıcı lekelenmeler oluşabilir. Silikon ‘’Sheet’’ (ince tabaka) ve baskı erken dönemde izlerin olabildiğince belirsiz şekilde iyileşmesi için tıbbi olarak kabul görmüş tedavilerdir. Hipertofik skar denilen kabarık, kızarık ve kaşıntılı lezyonların tedavisinde lokal sterid injeksyonları uygulanabilir. Travma sonrasında yüz gibi görünen yerlerde oluşan küçük, orta düzeydeki izler skar revizyonu denilen cerrahi teknikle minimalize edilebilir.